Akdeniz’de Barış temasıyla Floransa’da toplanan Akdeniz Belediye Başkanları Formu’nda Türkiye’den, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer çeşitli konularda konuşma yaptılar. Yapılan konuşmalarda yerel yönetimlerin önemine değinildi.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer İtalya’nın Floransa kentinde düzenlenen Akdeniz Belediye Başkanları Forumu’na katıldı. Akdeniz’e sınırı olan farklı ülkelerden belediye başkanları çeşitli konular hakkında yaptıkları çalışmaları ve görüşlerini sundu. 

Şahin’den Akıllı Şehir vurgusu

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin,  yaptığı konuşmada iklim ve çevre çalışmalarından bahsetti. Şahin yaptığı konuşmada akıllı, sağlıklı ve dirençli şehir olmak adına yaptıkları çalışmalardan da bahsetti. Şahin; “daha yaşanabilir, daha temiz, daha sağlıklı, daha yeşil bir dünya için ortak evimiz olan gezegenimizi temiz tutmak adına yoğun bir şekilde çalışıyoruz. OECD Şampiyon Şehir ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından Yeşil Şehir ilan edilen Gaziantep’in Belediye Başkanı olarak huzurlarınızdayım. Başkanlığım öncesi yenilenebilir enerji, maden kanunu ve özellikle HES’ler, rüzgar enerjisi, biyogaz gibi önemli konuların hukuki düzenlemesinde 2 komisyonda da görev aldım. 2014 yılında belediye başkanı olunca bu tecrübelerle İmar Master Planı ve Ulaşım Master Planı ile birlikte İklim Master Planını da yaptık. Çünkü bir mühendis olarak ölçmediğimiz hiçbir şeyi düzeltemeyeceğimizi düşündük. Ölçerek, yaptığımız projelerin analizlerini yaparak, şehrin geleceğine dair yapacağımız işleri, halkımızla birlikte kapsayıcı ve katılımcı çalışmalarla planlayarak yola çıktık. Yaptığımız bu çalışmalarda şehrin ‘sanayi şehri’ olmasından dolayı 250 bin çalışanıyla 6 organizesi olan kentte ‘Yeşil sanayi nasıl olacak?’ , toprağı, suyu, havayı kirletmeden, insanları hasta etmeden, attığınız atık suyun balıkları öldürmesine, ağacın kurumasına izin vermeden sanayiye nasıl devam edeceğiz diyerek, bu konuları çalıştık. Belediyenin Ulaşım Master Planı’nda filoların gençleşmesi ve doğalgaza geçme, kendi ulaşım sistemimizde hafif raylı metro altyapısını oluşturma ve daha da önemlisi bisiklet ve bisiklet yolları üzerinde çalıştık. 150 kilometrelik merkezdeki bisiklet yollarını hafif raylı sistemle entegre ederek 2017 yılında akıllı ulaşımın altyapısını oluşturduk. Yüksek teknoloji ile birlikte yaptığınız işlerin dijitalleşmesi ve akıllılaşmasını sağlayacak altyapıyı getirmek gerekiyordu. Korona virüs sürecinde bunun çok büyük faydasını gördük. HES Kodu ile sağlıklı toplu taşımayı sağlamak için taşımacılığı akıllı ulaşım sistemi ile birleştirdik. Ulaşım kartıyla korana virüslü bir hastanın veya temaslının toplu taşımayı kullanmasını engelleyecek yazılımı oluşturduk. Tükettiğimiz bütün enerjiyi yenilenebilir enerjiden sağlamak için güneş enerjisi imkanlarımızı kuvvetlendirdik, biyogaz tesisimizi tamamladık. Isınmada kömürden doğalgaza geçen yapıyı oluşturduk” ifadeleri kullandı.

İmamoğlu; “Şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı barış ve dayanışmadır”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Rusya’nın Moskova’ya yaptığı saldırı üzerine barış mesajı verdi. İmamoğlu konuşmasında barış ve dayanışması vurgusu yaparak; “Dünya tarihi, insanın ürettiklerinin ve yok ettiklerinin tarihi. Yani iyiliğin ve kötülüğün tarihi. Bu tarih içerisinde Akdeniz havzasının çok özel bir yeri var. İnsanlığı, içindeki iyiliği keşfedip, kötülükle mücadeleye çağıran büyük din ve inanç sistemlerinin hemen hepsi bu coğrafyada şekillendi. Eğer insan kibre kapılırsa, kötülüğün kapısını da aralamış olur. Bizi kibirden uzaklaştırıp, doğru yolda tutacak şey, ilkelerimiz ve inançlarımızdır. Hangi dine mensup olursak olalım, hangi inanç sistemiyle kendimizi terbiye edersek edelim, iyiliğin gücüne olan güvenimizi yitirirsek, insanlığımızı yitiririz. Yerel yöneticiler olarak hepimiz kendi ülkelerimizde, farklı inanç sistemlerinden, farklı kültürlerden geliyoruz. Ancak aynı şeyin özlemi içindeyiz. Daha iyi bir dünya yaratmak. Daha özgür ve mutlu şehirler yaratmak. Şehirlerimizde yaşayan insanların hayat kalitesini yükseltmek. Yerel liderler olarak, hepimizin önemli birer misyonu var. Evet, bizden istenen şehirlerimize hayatı kolaylaştıracak hizmetler götürmek, ulaşım ve dijital dönüşüm gibi konulara eğilmektir. zamanda bizden istenen, nefretin, ayrımcılığın, şiddetin karşısında olmak, daha yeşil, daha adil, daha vicdanlı bir dünya için çabalamak. Bunu da ancak adaletle başarabiliriz. Avrupa’nın savaş kabusunu ve acılarını yeniden hissettiği bugünlerde, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Bir milletin varlığı için zorunlu olmadıkça, savaş bir cinayettir’ sözünü rehber Ama aynı kabul etmeliyiz. Zira, bu gibi endişe verici zamanlarda şehirlerimizin öncelikli ihtiyacı barış ve dayanışmadır. Akdeniz, bir barış ve özgürlük havzası olarak, tüm dünyaya örnek oluşturacak güçlü bir birlikteliğe imza atabilir, atmalıdır. Bugün Akdeniz’i, dört bir yanında barışın, işbirliğinin, demokrasi ve diyaloğun, erdem ve uzlaşmanın, evrensel hukuk ve adaletin hakim olduğu, büyük bir ‘medeniyetler medeniyeti’ olarak yeniden kurgulamak, hepimiz için en önemli ihtiyaç. Akdeniz’i Akdeniz yapan çok kültürlü şehirleridir. Önümüzdeki süreçte de bu uygarlığın nasıl bir yol izleyeceğini, her şeyden çok Akdeniz şehirlerinin diyalog ve dayanışması belirleyecektir. Bu yolda hiçbir önyargının etkisi altında kalmadan, birbirimizi tanımaya ve anlamaya çalışarak, hoşgörü ve cesaretle yürümeyi ve kalıcı işbirlikleri kurmayı diliyorum” ifadelerini kullandı.

Soyer; “Şehirler birbiriyle savaşmaz”

İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konferansın kapanış günü yaptığı konuşmasında yerle yönetimlerin önemine değindi. Soyer; “Küresel krizlerle, savaşlarla yerelden başlamak üzere başa çıkabiliriz. İklim krizi açlık sorunu en etkili şekilde yerelde çözülebilir. Çünkü şehirler birbiriyle savaşmaz. Çünkü şehirlerin orduları yok, komutanları yok. Refahı artırmak ve ekonomimizi ve ekolojimizi birlikte geliştirmek için elimizde yalnızca barış var. Akdeniz bölgemizdeki farklılıklarımız bizim zenginliğimizi oluşturuyor. Dini inanç farklılıklarımız, milli farklılıklarımıza rağmen kültürel benzerliklerimiz ortak paydamızdır. Bizi ayrıştıran sebeplerden çok daha fazla birleştiren sebebi ortak kültürümüzde bulabiliriz. Bu nedenle ortak kültere çok güçlü bir şekilde sahip çıkmalı ve korumalıyız. Akdeniz, bunu göstermek için tüm dünyaya çok güzel bir örnektir” ifadelerine yer verdi.